HİKAYEMİZ

1999 yılından bu yana gıda üretim sektöründe olan ben Serdar Kemahlı, 2010 yılında çocukluk hayalim olan dondurma üretimini hayata geçirmeye karar verdim.

Bu konunun akademisyenleri ile görüştüm. Kimisi ücret karşılığı tüm çeşitlerin tek bir formülden türediği sade dondurma formülü verdi. Kimisi de “Serdar Bey, bizim vereceğimiz formüllerle ticari başarı elde etmeniz mümkün değil, siz kendi formüllerinizi kendiniz yaratmalısınız” dedi.

Binlerce sayfa yerli ve yabancı kaynak okudum. Yabancı reçeteleri inceledim. Doğru hammaddelerin temini için binlerce kilometre yol yaptım. Marmara, İç Anadolu ve Ege bölgesinde pek çok meyve üreticileri ve ari işletme belgesine sahip süt üreticileri ile görüştüm. Piyasadaki neredeyse tüm dondurmaları tattım.

Dondurmacılarda çeşitler; şeker oranı, yapı, tekstür, tat ve kıvam olarak birbirine benziyordu. Bunun nedeni tüm çeşitlerin tek bir formülden türemesiydi.

Türkiye’deki üretim pratiklerini öğrendikten sonra, hepsini bir kenara bıraktım. Sıfırdan araştırıp kendi sistemimi inşa etmeye başladım. Dondurma ustaları ile çalışmadım çünkü alışkanlıkları olabilir diye düşündüm. Yeni bir kategori yaratıyordum ve özgür olmalıydım.

Böylece en pahalı öğrenme yöntemi olan; araştırma, deneme ve yanılma sürecine girdim.

Gerçekte her bir dondurma ve sorbe birbirinden farklı içeriklere sahipti. Bu nedenle farklı formüllerle üretilmeliydi. Meyveli dondurmalar sorbe olmalıydı çünkü sütten yapılan mikse meyve ilave edildiğinde meyvenin aroması ortaya çıkmıyordu.

Aromalar, renklendiriciler, hazır şuruplar, sentetik katkı maddeleri gibi insan sağlığına zararlı tüm üretim metotlarını reddettim.

Deneme üretimlerine başladım. Sonra bir anda aydınlanma yaşadım ve zihnimdeki resim iyice belirginleşti. Artık aklımda net bir plan vardı. Böylece Serez Dondurmacısı Felsefesi ortaya çıktı.

Yerel üreticiyi destekledim. Sorbeleri %100 meyveden, dondurmaları ise yalnızca süt kaymağından yapmaya başladım.

Bu yolda en kaliteli malzemelerle çalışmak ilkesinden sapmadan, çağdaş üretim yöntemlerini etik değerlerle harmanladım.

Hazır şurup ve bazlarla üretim yapan yabancı firmaların ürünlerini kullanmak çok daha kolay ve ucuz olabilirdi. Ancak biz bu topraklara güvendik.

“TAZE ve YERLİ”, “TAZE ve DOĞAL” mottoları ile iş modelimizin temelini oluşturduk. Bu kararlılığım beni “Gurme Dondurma” dediğim yeni bir kategoriye taşıdı.

Bir yıl sonra doğru lezzeti ve kıvamı yakalayarak küçük bir dükkân açtım. Beğenilmesiyle yeni şubeler geldi.

2015 yılında Vedat Milor, Serez Dondurmacısı’nı ziyaret edip programında yayınladı. Ardından birçok mecrada yer almaya başladık.

Başarımızın sırrı nettir: En iyi malzeme, çok çalışma ve doğru vizyon.

Serez Dondurmacısı’nda Anadolu’yu bulursunuz. Anadolu’da hayat en güzel haliyle vardır.

Sizleri Serez Dondurmacısı’nda “Doğru Dondurma” yemeye davet ediyorum.